Sümer Mitolojisinde Evrenin Kökenleri ve Yaratılış Anlayışı

Mehmet Hüseyin Arslan
0


 Sümer mitolojisi, yaklaşık olarak MÖ 4000 ile MÖ 2000 yılları arasında, Dicle ve Fırat nehirlerinin bulunduğu bölgeden Basra Körfezi'ne kadar uzanan geniş bir alanı kapsamaktadır. Bugüne kadar gerektiği gibi üzerinde durulmamış ve belki de hâlâ tam olarak çözülmemiş derin anlamlar içeren kutsal öykülerden oluşan Sümer mitolojisi, Sami ve Hint-Avrupa kökenli olmayan halkların inançlarını yansıtan ilk mitolojik anlatılardır. Sümer mitolojisi, evrenin yaratılışı, insanın varoluşu ve ejderhanın öldürülmesi gibi temel konular etrafında şekillenirken, Tanrıça İnanna'nın Ölüler Diyarı’na inişi ve Tufan gibi ünlü metinlerle devam eder.

Bu yazıda, Sümer kozmogonisine, yani evrenin kökenlerine dair Sümerlerin inançlarına odaklanacağız. Sümerlere göre, evrenin ilk başlangıcında yalnızca Nammu ismi verilen ilksel bir deniz vardı. Evrenin yaratılışında bu deniz, harekete geçiren birincil güç olarak kabul edilmekteydi. Ancak Sümerler, bu ilksel denizin öncesine dair bir soru veya düşünce geliştirmemişlerdir. Zaman ve mekânın ötesindeki başlangıcı sorgulamadan, yalnızca mevcut olanı gözlemlemiş ve bundan hareketle kozmogoni inançlarını şekillendirmişlerdir.

Sümer mitolojisinin devamında, bu ilksel deniz daha sonra gökyüzünü ve yeryüzünü doğuran ana olarak tasvir edilir. Sümerler için gökyüzü ve yeryüzü ayrılabilir unsurlar olarak düşünülmüş, bunların arasındaki hava ise daha hafif bir yoğunluğa sahip olduğu için ayırıcı bir unsur olarak kabul edilmiştir. Sümerler, ayın da bu maddeden oluştuğuna inanmışlardır. Ayrıca, güneşin de gökyüzü ve yeryüzünden türediğine inanmaktaydılar.

Sümerlerin yaratılış anlayışına baktığımızda, yaşamın kaynağı olarak hava, toprak, su ve güneş gibi doğanın temel unsurlarının ön plana çıktığını görürüz. Bu gözlemler sonucunda ortaya çıkan anlayış, Sümer uygarlığının doğayı gözlemleme yeteneğini, akıl yürütme becerisini ve doğa olaylarına dair kesin gözlemlerini mitolojiye ve yaratılış anlayışına nasıl yansıttığını göstermektedir. Evrenin yaratılışı ve yaşamın temelleri hakkında geliştirilen kozmogoni, Sümerlerin derin düşünsel kapasitesini ve bakış açılarını ortaya koymaktadır. Doğa olaylarını ve çevrelerindeki yaşamı dikkatle inceleyerek, bu gözlemlerine dayanarak evrenin yaratılışını ve yaşamın kökenlerini açıklamaya çalışan Sümerler, bu süreç içerisinde düşünce dünyasında ne kadar ileriye gittiklerini ve nasıl bir yaklaşım benimsediklerini kendilerinden sonra gelen uygarlıklara tesir ederek göstermişlerdir.


Araştırmacı-Yazar

Mehmet Hüseyin Arslan 




Yorum Gönder

0 Yorumlar

Yorum Gönder (0)
3/related/default