Muharrik-i Efkâr Beyannâmesi

Mehmet Hüseyin Arslan
0

Farklı konseptlerde yayınlamayı düşündüğüm taslak yazılarım bulunuyordu. Bunlardan bir tanesi de Motivasyon Günlükleri isimli yeni konseptimdi. Burada modern anlamdaki isminden de anlaşılacağı üzere toplumu ve bireyi harekete geçirecek düşünce temelli yazılar yazmayı düşünüyordum. Ancak “motivasyon” kelimesi günümüzde oldukça popüler bir anlama sahip olmakla beraber, benim tasavvur ettiğim düşünce temelli yazıları karşılamakta gerçekten yetersiz kalıyordu. Bu durum, bir bakımdan modern Türkçenin eski Türkçeye göre kavramsal gücünü kaybetmiş olmasından kaynaklanıyor. Düşünce üzerine düşünmeye çalıştığım her defasında modern Türkçenin bu sığlığının etkisini her defasında hissediyorum. Gerçekten baktığımız zaman eski Türkçenin mefhumları, yani kavramları ve tasavvur edebilme gücü, günümüz Türkçesiyle kıyaslanabilecek bir seviyede değil.

Bu yeni konseptte düşünceyi harekete geçirecek ve daha üstbilişsel bir tarzda insanlara ilham olabilecek yazılar yazmayı düşünüyordum. Dolayısıyla bu düşünce temelli yazılarımı tasavvur edebilecek kelimenin, daha doğrusu konsept isminin, “Motivasyon Günlükleri” olmadığına kanaat getirdim. Hemen bu durumu daha detaylı bir şekilde açıklayayım. doğrudan fikirleri harekete geçiren, düşünceleri uyandıran ve insanların hayatına etki edebilme kuvveti ve tahriki üst düzey bilişsel seviyede olan metinler oluşturmayı denemek istediğim için Motivasyon Günlükleri isminin çok sığ bir kavramsallaştırma olacağına kanaat getirdim.

Yapmak istediğim şeyi kavramsal olarak açıklayabilecek en iyi kelimeleri eski Türkçeden seçtim. Bu kelimeler; harekete geçiren, kımıldatan, uyandıran, devinmeyi sağlayan, devindiren anlamına gelen muharrik ve fikirler, düşünceler, zihin dünyası anlamına gelen efkâr kelimelerinden oluşmaktadır.

Yazı üslubu olarak düşünceleri sade ve yalın bir şekilde, düz yazı formatında ve sosyal deneme türünde kaleme almaya çalışıyorum. Fakat bazen kavramsal ve kuramsal düşünmek için yalınlık ve sadelikten ödün vermek gerekiyor. Yahut asli bir tasavvur, yani orijinal bir fikir ve çalışma ortaya çıkarabilmek için gerçekten kavramsal gücü ve tasavvur kapasitesi yüksek kelimelere ihtiyaç duyduğumuz da bir gerçek. 20. yüzyılın başlarında Türkçenin sadeleştirilmesi sırasında Türk dili felsefi gücünü büyük ölçüde kaybetmiş bulundu. Bu duruma dikkat çekebilmek ve Türkçenin felsefi konuları ifade edebilme yeteneğinin tekrardan daha iyi bir seviyeye çıkarabilmesi adına farkındalık oluşturabilmek için Motivasyon Günlükleri isimli yeni konseptimin adını Muharrik-i Efkâr olarak değiştiriyorum.

Bu yeni metin mevzunda takip edeceğim usulü ifade edebilmem için gereken mefhumlar, mehaz olarak eski Türkçenin felsefi meşrebinden beslenmek durumunda kalabilir.

Modern Türkçe, yalınlığı ile kıymetli olmakla beraber, düşünce üretimi bakımından eski Türkçenin kavramsal kudretiyle kıyaslanamaz. Eski Türkçe dilinin felsefî meşrebi, bugün kaybettiğimiz birçok derinliği barındırmakla birlikte, düşünce dünyamızın ve ufkumuzun ne kadar daraldığının da açık bir göstergesi olarak karşımızda durmaktadır.

Benim için Muharrik-i Efkâr ismi, işte bu kaybolmuş kudreti yeniden çağıran bir işaret fişeğidir. Elbette ki bu mevzuda, yani bu yeni tasavvurda tamamen eski Türkçe üslubuna gömülmem mümkün değildir. Fakat düşüncelerimi ifade ederken, olabildiğince eski Türkçenin tasavvur edebilme kudretinden yararlanmaya gayret göstereceğim.

Günlük motivasyon sloganlarıyla düşünceyi coşkun bir şekilde ifade etmek yerine, yazılarımın ve düşüncelerimin görevinin zihnimizi, fikrimizi ve kalbimizi harekete geçirmek olmasını temenni ediyorum. Çünkü gerçek motivasyon, insanın düşünceyi harekete geçirerek kendi içindeki anlam yaratabilme kapasitesinin farkına varabilmesidir.

Bu uyanış, popüler kültürün bize dayattığı New Age saçmalıklarından yahut herhangi bir mehaza dayanmayan retorik safsatalardan ibaret değildir. Anlam yaratabilme kapasitemizin en ileri seviyesi felsefe ile, yani düşünce sistematiğinin en yetkin disipliniyle mümkündür. Zihnimizin uyanışı, hayatımızın değişebilmesi ve tüm bunların inkişafı için gereken şey düşüncelerimizin iradi olarak praksiste zuhur edebilmesidir.

Araştırmacı-Yazar 

Mehmet Hüseyin Arslan




Yorum Gönder

0 Yorumlar

Yorum Gönder (0)
3/related/default