Günlük hayat içerisinde pek çok fikir zihnimizden gelip geçmektedir. Bunlar kaydedilmediği müddetçe yitip gitmeye mahkûmdur. Pek çok zaman aklımıza bir anda ilham gibi gelen parlak bir düşünceyi yazmayı akıl etmeyiz. Günlük hayatın yoğunluğu içerisinde ise bu parlak fikirler unutulup gider veya ilk hâlinden çok daha farklı bir şekilde hatırlanır. Peki, buna karşı ne önlem alabiliriz diye soracak olursanız, işte burada fikir günlükleri devreye giriyor. Fikir günlükleri tutmanın, düşüncelerimizi daha sonra sistematik bir şekilde düzenleyebilmemiz için oldukça yararlı bir yöntem olduğunu düşünüyorum. Bu sayede fikirlerimizin doğuş anından itibaren olgunlaşmasına kadar geçen süreç içerisinde onları belgelemiş olacağız ve gerektiği takdirde üzerinde çalışabilme fırsatımız olacaktır. Böylece aklımıza gelen fikirleri hem kaydetmiş olacak hem de ilerleyen süreçte bunları bir kitaba, makaleye veya düşünce sistemimizin bir parçasına dönüştürebilme şansını elde etmiş olacağız. Fikirler ilk hâliyle mükemmel olmayabilir; fakat düzenli olarak onları kaydettiğimizde ve üzerinde düşündüğümüzde, yani düşünce üzerinde düşünme eylemini gerçekleştirdiğimizde, zamanla geliştirerek ve sistematikleştirerek düşünce sistemimizin önemli bir parçası hâline getirebiliriz yahut daha sonra anlamlı bir fikrî esere dönüştürebiliriz.
Açmış olduğum blogun misyonu gereği, dijital çağda bilgiye erişimimizin hızla artarken fikirlerin işlenmeden kaybolmasının bir o kadar yaygın hâle geldiğinden bahsetmiştim. Sosyal medyada anlık olarak tüketilen içeriklerin derinlemesine düşünmeyi ve özgün fikirler geliştirmemizi zorlaştırdığını belirtmiştim. Bu nedenle fikirlerimi bir yerde toplamak, zamanla onları geliştirmek ve gerektiğinde düzeltmek ya da güncellemek suretiyle entelektüel bir birikim oluşturmak istediğimi söylemiştim. Bu blogda yazdığım her yazının, gelecekte kaleme alacağım makalelerin, kitapların ya da projelerin temel taşlarını oluşturmasını umuyorum. Dolayısıyla bu fikir günlüklerinin, yazarları, akademisyenleri ve araştırmacıları besleyen yaratıcı bir kaynak hâline gelmesini hedefliyorum.
Aklıma gelen her düşünceyi kitaplaştırmak istediğimi, ancak bunun kısa sürede mümkün olmadığını daha önce belirtmiştim. Fikir günlükleri sayesinde zaman içinde biriken ve belirli bir noktada birbirine bağlanan düşünceler, düzenli olarak gözden geçirildiği takdirde, ileride bir makale, deneme veya kitap yazmak için gereken temel içerikleri oluşturmuş olacaktır. Yani bu sayede fikirler, bir nevi ham madde gibi işlenmeyi bekleyecek ve zamanla bu ham madde işlenerek büyük eserlere dönüşecektir. Blogun misyonu da tam olarak bunu sağlamak üzerine kuruldu. Bilginin hızla tükendiği bir çağda, düşüncelerimi anlık olarak paylaşmak, onları kalıcı hâle getirmek ve zamanla geliştirerek entelektüel bir miras oluşturmak hedefindeyim. Siz de kendi fikirlerinizi kaydederek ve zamanla olgunlaştırarak benim izlediğim yolu takip edebilirsiniz. Belki de bir gün yazdığınız herhangi bir cümle, gelecekte bir kitabın veya bir düşüncenin giriş bölümü olacaktır.
Araştırmacı-Yazar
Mehmet Hüseyin Arslan