İletişim süreçleri bazen tahmin ettiğimizden çok daha karmaşık hale gelebilmektedir. Özellikle düşünce ve felsefe üzerine yapılan sohbetlerde, karşınızdaki kişinin sizi anlamadığını fark etmek, iletişimin verimsizleşmesine yol açmaktadır. Kendinizi ifade edemediğiniz bir sohbetin içerisinde kaybolmak yerine daha yüzeysel ve gündelik sohbetlerle ilerlemek bazen çok daha sağlıklı ve sürdürülebilir olmaktadır. İnsanlarla derin bir konuda sohbete girdiğinizde karşınızdaki kişi, siz ne kadar çaba gösterirseniz gösterin tam anlamıyla sizi kavrayamayabilir. Sonuç olarak bu da kendinizi, karşınızdaki kişiye sürekli açıklama yapmak ve örneklerle anlatmak gibi bir döngüye sokmanıza neden olur. Bu iletişim sırasında bir noktadan sonra karşı tarafla herhangi bir konu üzerinde anlaşabilmek çok yorucu hale gelmektedir. Kendinizi daha iyi ifade etmek istediğiniz için benzer argümanları tekrar tekrar sunmak, hem zihinsel hem de duygusal anlamda tükenmişlik hissine neden olabilir.
İnsanlar genellikle farklı görüşlere ve düşüncelere açık olmak yerine sadece kendi algılarını savunmaya meyilli olabiliyor. Bu durumda, karşı tarafla yapıcı bir zeminde sohbet edebilmek mümkün değildir. Sürekli olarak bir savunma mekanizması ile kendi doğru bildiklerini karşıya dikte ettiren ve savunmaya çalışan, ayrıca karşı tarafın empati ve anlamaya yönelik bir çaba göstermediği kısır bir döngü içerisinde hapsoluruz. Karşı tarafa ne söylersek söyleyelim, sürekli olarak konu farklı bir noktaya çekilir ve bu da herhangi bir konu üzerinde sohbet etmenin verimsiz olmasına yol açar. Tüm bu yorucu düşünsel süreçten sonra bir adım geri çekilip daha basit ve yüzeysel sohbetlere yönelmek, karşı tarafla olan iletişiminizde dengeyi korumak adına faydalı olacaktır. Günlük yaşam içerisinde basit anekdotlar ve gündelik işlerin yapıldığı sohbetler, daha sağlıklı ve huzurlu bir iletişim kurmanızı sağlayacaktır. Pek çok insan, düşünsel anlamda felsefi derin sohbetlere girmeye uygun değildir.
Dolayısıyla herhangi bir fikri tartışmada karşı tarafın söylemek istediğiniz şeyi sürekli olarak anlamadığını düşündüğünüzde, sınırlarınızın net bir şekilde belirlenmesi gerekir. Bu tür insanlarla derin düşüncelere dalmak yerine, daha yüzeysel bir iletişim kurmak ve gereksiz tartışmalardan kaçınmak, hem kendinizi korumanıza hem de karşınızdaki kişiyi anlamak için daha sakin bir zihinle yaklaşmanıza fırsat tanıyacaktır. Belirli bir noktadan sonra insanlarla derin düşünsel tartışmalara girmek yerine, günlük ve sıradan sohbetlere yönelmek gündelik hayat içerisindeki ilişkilerinizi olumlu yönde etkileyecektir. Her insanın algı seviyesi farklıdır ve bu durumdan ötürü anlaşılmadığınızı düşündüğünüz tartışmalardan kaçınmak sizin lehinize olacaktır. Kendinizi ifade etmek için daha basit bir dil kullanmanız ve herkes için huzurlu bir iletişim ortamı oluşturulabilmesini sağlamak adına tartışmalardan kaçınmak, yerinde bir davranış olacaktır.
Araştırmacı-Yazar
Mehmet Hüseyin Arslan
