Sümer Mitolojisinin Kaynakları

Mehmet Hüseyin Arslan
0

 


Sümerlerin Evren Anlayışı ve Kozmik Yapı

Sümer mitolojisinde evrenin yapısı, işleyişi, düzenlenişi ve yaratılışı, karmaşık bir düzende şekillenen bir tasvirle anlatılmaktadır. Sümerlerin evreni nasıl kavradıkları ve betimledikleri, Jean Bottero ve Samuel Noah Kramer tarafından derlenen Mezopotamya Mitolojisi adlı eserden alıntılanan bir çizimde görülebilmektedir. Bu çizimde, Sümerlerin evreni çok katmanlı bir yapıda düşündükleri ve her bir katmanın farklı bir anlam taşıdığı ortaya konulmaktadır.

Bu tasvirde yer alan ana katmanlar şunlardır:

  • Üst Gök: Tanrı Anu'nun, gökyüzünün en yüksek katmanındaki konutu.
  • Ara Gök: İgigi olarak bilinen, diğer tanrıların yerleştiği gökyüzü katmanı.
  • Alt Gök: Gök cisimlerinde yaşayan tanrıların konakladığı katman.
  • Dünya: İnsanların yaşadığı yer, denizle çevrelenmiş bir alan.
  • Üst Cehennem: Ölülerin ruhlarının yerleştiği, hayaletlerin konutu.
  • Orta Cehennem: Tatlısu örtüsü Apsu'nun bulunduğu alan; Enki/Ea'nın hüküm sürdüğü yer.
  • Alt Cehennem: Cehennem tanrılarının konutunun bulunduğu en alt katman.
  • Deniz: Dünya üzerinde yaşayan insanların çevresini saran deniz.
  • Dünyanın Ucundaki Dağlar: Dünya sınırlarında yer alan yüksek dağlar.
  • Kozmik Okyanus: Sümer kozmolojisinin temeli olan dev okyanus, evrenin en alt katmanında yer alır.


Bu çizimle birlikte, Sümerlerin evren anlayışının oldukça detaylı ve katmanlı bir yapıda şekillendiği gösterilmektedir. Fakat buradaki tasvirin üç boyutlu hale getirilmesi gerektiği açıktır. Görselde, onuncu katman ile birinci katman arasında tek bir düzlem varmış gibi bir izlenim oluşsa da aslında bunlar birbirinden farklı iki katmandır. Eğer bu tasviri bir projeksiyon olarak düşünürsek, onuncu katman evrenin alt kısmını çevreleyen kozmik okyanus olarak tanımlanabilirken, birinci katman ise Tanrı Anu'nun konutu olan gökyüzünün en üst katmanı olarak değerlendirilmelidir.

Ortaya çıkan bu tasvir ile birlikte, Sümerlerin evreni algılama biçimlerinin ne kadar derinlikli ve katmanlı olduğu, ve her bir katmanın kendine özel anlam ve role sahip olduğu iyice anlaşılmalıdır.

Sümer Mitolojisinin Kaynakları ve Evrenin Yaratılışı

Sümer mitolojisi, Mezopotamya'nın erken tarihi dönemlerini kapsayan ilk mitolojik örnekleri sunan önemli bir kültürel mirastır. Burada, Sümer mitolojisinin tam anlamıyla bir bütün halinde korunamamış olması ve sonraki medeniyetler tarafından geliştirilen mitolojilerle birleşerek farklı biçimlerde varlık göstermesi, Sümerlerin kozmogoni ve kozmolojisinin anlaşılmasını zorlaştırmaktadır. Milattan önce üçüncü bin yılda Sümerlerin Sami kökenli bir halk olan Akadlar tarafından politik olarak fethedilmesinden sonra, Sümer dili ölü bir dil haline gelmiş ve yerini Sami Akadca diline bırakmıştır. Bu dil değişimi, Sümer dilinin edebi ve dinsel bir dil olarak yalnızca dini metinlerde kullanılmasına yol açmıştır. Zaman içerisinde Sümer kültürünün yazılı kalıntıları çevredeki medeniyetler tarafından yeniden yorumlanmış ve Sümer mitolojisi yalnızca Sümerler için değil; Babil, Asur, Elam, Hurri, Hitit ve Kenan uygarlıkları için büyük bir ilham kaynağı olmuştur. Sümer mitolojilerinde bahsedilen öyküler zaman içerisinde tüm Yakın Doğu'ya yayılmış ve evrimleşmiştir. Bu nedenle Sümer mitolojisini Yakın Doğu'daki mitolojilerin kökenlerini ve gelişimlerini anlamak için temel bir kaynak olarak kabul etmek gerekir. Sümer mitolojisinin özellikle evrenin yaratılışı, düzenlenmesi ve insanın ortaya çıkışı ile ilgili kısımlarına odaklandığım Sümer ve Babil'de Yaratılış kitabımda, mitolojinin bu bölümlerini daha basit ve anlaşılır bir dille sunmaya çalıştım.

Evrenin Yaratılışı

Sümerlerin evrenin doğuşuna dair bilinen kaynaklardan biri, Gılgamış Enkidu ve Ölüler Diyarı adlı destanda yer alan bir başlangıçtır. Bu destana ait şiir, Samuel Noah Kramer'in Tarih Sümerde Başlar kitabında detaylıca işlenmektedir. Ayrıca İnanna'nın Ölüler Diyarına İnişi adlı mit, gökyüzünün yaratılışı ve düzenlenmesi gibi konularda da önemli bilgiler sunar. Kazmanın Yaratılışı Miti ise, yeryüzünün ve gökyüzünün ayrılmasını simgeleyen bir anlatı olarak karşımıza çıkmakla birlikte, evrenin düzenlenmesi ile ilgili çalışmaların bir parçası olarak düşünülebilir.

Evrenin Düzenlenmesi

Sümer mitolojisi içerisinde evrenin düzenlenmesi, 9 temel mit üzerinden açıklanır. Bahsi geçen bu mitlerden bazıları, hem yaratılış hem de evreni düzenleme süreci ile ilgilidir. Bu mitlerden bazıları şunlardır:

  • Enlil ile Ninlil: Nanna’nın Döllenmesi
  • Nanna’nın Nippur’a Yolculuğu
  • Emeş ile Enten: Enlil’in Çiftçi Tanrı’yı Seçmesi
  • Kazmanın Yaratılışı
  • Sığır ve Tahıl
  • Enki ve Ninhursag
  • Enki ve Sümer: Yeryüzünün Düzenlenmesi ve Kültürel Süreçler
  • Enki ve Eridu: Su Tanrısının Nippur’a Yolculuğu
  • İnanna ve Enki: Uygarlık Sanatlarının Eridu’dan Uruk’a Aktarılması

Evrenin düzenlenmesinin çeşitli aşamalarını ve tanrısal figürlerin rollerini gözler önüne seren bu mitler, kitabımda daha ayrıntılı bir şekilde işlenmiş ve evrenin düzenlemesi üzerine yapılan incelemelerde açıklanmaya çalışılmıştır.

İnsanın Yaratılışı

İnsanların yaratılışına dair de farklı mitler bulunmaktadır. Bunlar arasından iki tanesi, Sümer kozmolojisi açısından oldukça önemlidir: Lahar ve Aşnan ile Enki ve Ninhursag mitleri insanların yaratılışı ile ilgili en temel kaynaklar olarak kabul edilir. Ayrıca Adapa mitinin, insanlığın ölümsüzlük şansını kaybetmesi temasını işlemesi semavi dinlerdeki Cennetten düşüş mitleriyle benzerlik taşımaktadır. Tüm bu mitler, insanlığın kökenine dair bir anlayış sunmaktadır.


Araştırmacı-Yazar

Mehmet Hüseyin Arslan 






Yorum Gönder

0 Yorumlar

Yorum Gönder (0)
3/related/default