Mitler, Gerçekler ve Komplo Teorileri Arasında Bir Medeniyet

Mehmet Hüseyin Arslan
0


 19. yüzyılın sonlarından itibaren yavaş yavaş keşfedilmeye başlayan antik Mezopotamya uygarlığı, tüm zamanların en çok ilgi ve merak uyandıran medeniyetlerinden biridir. Günümüzde de popülerliğini koruyan Mezopotamya medeniyeti, özellikle Amerika Birleşik Devletleri'nde ortaya çıkan New Age gibi akımlar ve UFO fenomenleri ile birlikte geçmişten bugüne dek artan bir ilgiyi üzerine çekmektedir. Çok küçük yaşlardan itibaren, antik medeniyetlerin yüksek bir teknolojiye sahip oldukları ve ardından gelen büyük bir tufanla birlikte dünyanın sıfırlanarak her şeyin yeniden başladığına dair efsane ve mitlerle tanıştım. 2012 yılına gelindiğinde ise Maya takvimi ve dünyanın sonunun geleceği iddialarının da etkisiyle bu alana olan ilgim daha da arttı.

Ancak, almış olduğum yedi yıllık tarih eğitimi boyunca yaptığım araştırmalarda, bu antik medeniyetler hakkında pek çok yanlış bilginin yayıldığını fark ettim. Pek çok kişi tarafından, sıradan insanların anlayamayacağı şekilde gizemli açıklamalar yapılarak birtakım çıkarlar gözetiliyor ve "gizem" satılıyor. Sümer ve Babil'de Yaratılış kitabımı yazarken, antik Mezopotamya uygarlığının mitolojilerini sade ve yalın bir şekilde anlatmaya çalışmıştım. Burada, Sümerler öncesi dönemden başlayarak MÖ 539’da Babil'in Persler tarafından işgal edilmesine kadar geçen sürede varlığını sürdüren antik Mezopotamya medeniyetinin temel mitolojilerini inceledim ve bu mitolojilerin medeniyete nasıl katkı sağladığını araştırdım.

Sümerlerin Mezopotamya'ya geliş tarihlerinden Babil'in MÖ 539’da düşüşüne kadar uzanan yaklaşık 3.000 ila 3.500 yıllık dönemde, medeniyetin geçirdiği değişim ve dönüşümleri detaylı bir şekilde ele almak yazmış olduğum kitapta mümkün olmasa da sade bir biçimde, bu süreçte Mezopotamya medeniyetine yön veren antik Mezopotamya kozmogonisini ve bu kozmogoniye kaynaklık eden mitolojileri inceledim. Ayrıca, yaratıcı tanrılar grubu olan Anunnakilerin geçirdiği değişim ve dönüşümleri de bu bağlamda değerlendirdim. Bugün bu alan, pek çok kişi tarafından komplo teorilerinin gölgesinde bırakılmış ve tarih biliminin ciddiyetinden uzak bir şekilde ele alınmaktadır. Eski Mezopotamya mitolojilerinin "köle insan" öğretileri, günümüzde tekrar kitlelere empoze edilmek isteniyor. Antik çağ tarihçilerini ve arkeologları dinlemek ve takip etmek yerine komplo teorisyenlerini takip eden insanların, maruz kaldıkları yanılsamadan kolay bir şekilde kurtulamadıklarını fark ettim. Öyle ki, yakın bir zamanda uzmanlık alanı Dinler Tarihi olan bir arkeoloji profesörünün Anunnaki meselesi hakkında yaptığı tespitleri içeren bir videonun altına gelen yorumları gördüğümde, bu tespitimin ne kadar geçerli ve doğru olduğunu bir kez daha anlamış oldum.

Evrensel hakikat temellendirmelerini uzaylı yaratıcı tanrılara veya Mısır piramitlerinin uzaylılar tarafından yapıldığına dayandıran bazı kimseler için gerçekler elbette sarsıcı olacaktır. Tarih boyunca pek çok filozof, düşünür ve din adamı hakikat arayışı ve temellendirmesi yapmaya çalışmış olsa da düşünce tarihi açısından insanlığın bugün geldiği nokta oldukça üzücüdür. Bu alanla ilgilenen insanlara, felsefe ve astroteoloji gibi disiplinlerle ilgilenmelerini ve arayışlarını bu alanlarda sürdürmelerini tavsiye ediyorum. Mitoloji serisi yazılarımın bu algıyı değiştirebileceğini ve komplo teorisyenlerinin saçmalıkları ile zihinleri bulanan insanlara bir yol açabilmeyi ümit ediyorum.


Araştırmacı-Yazar

Mehmet Hüseyin Arslan 





Yorum Gönder

0 Yorumlar

Yorum Gönder (0)
3/related/default