Statükocu Akademisyenler

Mehmet Hüseyin Arslan
0


Akademik dünyanın amacı, bilimsel bilgi üretmek ve paylaşmaktır. Fakat her ne kadar böyle bir amaca güdülüyor gibi görünse de, akademinin içindeki güç dinamiklerinin yoğun mücadelesi altında bilgi üretmek ve paylaşmak çoğu zaman kısır bir döngü haline gelerek işleri zorlaştırmaktadır. Burada yıllar içinde kazandıkları unvanları, pozisyonları ve otoritelerini sürdürebilmek adına sisteme sıkı sıkıya bağlı olan bazı akademisyenler, kendi çıkarlarına hizmet eden ve çoğunlukla yenilikçi ve devrimci fikirlerin karşısında durarak mevcut düzenin ve otoritelerinin devamını sağlamaktadırlar.

Akademi içindeki hiyerarşi belirli kurallar ve kriterlerle sınırlıdır. Fakat bu kriterler sürekli olarak değiştirilmektedir. Bunun en yakın örneğini, son bir yılda iki defa değişen doçentlik kriterlerinde müşahede ettik. Yine bu sistemin sıkça karşılaşılan sorunlarından biri, liyakattan çok akademi içindeki bağlantılarla yükselme durumudur. Bu durum, özellikle statükosunu korumak isteyen akademisyenler için bir tür güvence sağlar. Mevcut düzen içerisinde konumlarını sağlamlaştıran ve gücü ellerinde tutan akademisyenler, yenilikçi ve eleştirel yaklaşımlara direnç gösterir ve eğitimdeki yanlışlıkları ya da eksiklikleri görseler dahi bunları değiştirmek veya sorgulamak yerine, kendi konumlarını koruyabilmek adına sessiz kalmayı tercih ederler.

Eğitimin daha ileriye gitmesi için hiçbir çaba göstermeyen bu güruh, eskiyen metodolojiler ve fikirlerle yol almayı tercih ederler. Aynı zamanda akademinin özgürlükçü olduğunu savunuyor gibi görünmeyi de ihmal etmeyen bu kimseler, eğitimin içindeki mevcut düzenin en büyük savunucularıdır. Mevcut sistemin bozukluklarını göz ardı etmekle kalmayıp, yenilikçi fikirlerin sisteme girmesini engellemek adına çeşitli bürokratik engeller oluştururlar ve kendi yönetici pozisyonlarını korumak adına genç akademisyenlerin ve bağımsız düşünürlerin önünü tıkarlar.

Mevcut olan bu durum, eğitim sisteminde ilerlemenin önündeki en büyük engellerden biridir. Eğitimdeki sorunları tespit etmek, toplumumuz adına daha faydalı ve daha özgür bir eğitim modeli oluşturmak isteyen herkes için gereklidir.

Bilimsel özgürlükten ziyade kendi kişisel çıkarlarını önde tutan akademinin bu çürümüş yapısı, taze kan ve yeni fikirlerle dönüştürülmelidir. Eğitim, toplumun en temel ihtiyaçlarından biridir. Akademideki var olan oligarşik düzen, sadece akademik camianın iç işleyişini değil, toplumsal yapıyı da olumsuz etkilemektedir. Bu yapıyı korumak isteyen statükocu akademisyenler, gerçek değişimi ve ilerlemeyi engelledikleri gibi toplumumuzun daha adil ve özgür bir eğitim görme şansını da yok etmektedir.

Aydınlık yarınlar için eğitim sistemimizde artık kalıcı bir düzenin oluşturulması şarttır. Sürekli olarak akademisyenlerden öğretmenlere ve öğrencilere kadar tüm sistem baştan aşağıya değiştirilmektedir. Artık bu duruma bir son verilmesi gerekiyor.

 

Araştırmacı-Yazar

Mehmet Hüseyin Arslan

 


Yorum Gönder

0 Yorumlar

Yorum Gönder (0)
3/related/default