Disiplin ve İrade Herkesin Kendi Yolculuğudur

Mehmet Hüseyin Arslan
0


 Disiplin ve irade, çoğu insanın potansiyellerini gerçekleştirememesinin önündeki en büyük iki engel. Doğru bir şekilde tatbik edildiğinde ise adeta hayatın kapılarını ardına kadar açan sihirli birer anahtar gibiler.

Peki, irade ve disiplin gerçekten herkese anlatıldığı şekilde mi tatbik edilmeli?
Ya aslında irade ve disiplin, her insanın kendi içsel pusulasına göre şekillenmesi gereken stratejilerse?

Çevremdeki çoğu insanın kendi içsel düzenini kuramadığı için potansiyellerini gerçekleştiremediğini görüyorum. Bu insanların pek çoğu yetenekli olmasına rağmen, hayatın içerisinde kendilerine doğru bir şekilde yol gösterilmediği ve çoğu zaman da yardım istemeye alıştırıldıkları için potansiyellerini gerçekleştiremiyorlar.
İnanın bana, bu tür hayat hikayelerinden yüzlerce yazı ya da kitap çıkarabiliriz.
Peki o hâlde, sorun yetenek ve bireysel kapasite değilse neden herkese aynı reçeteyi yazıyoruz?
İnsanların kimisi sabahın ilk ışıklarında uyanıp yüksek verimle çalışabiliyorken, kimileri ise gecenin sessizliğinde çok daha verimli bir şekilde iş yapabiliyor.
Bu farklılıklar, bir tercih meselesi olmaktan öte; her insanın kendisine has olan biyolojik, zihinsel ve ruhsal farklılıklarıyla ilgili bir konu.

Disiplin ve irade söz konusu olunca, aslında insanın kendi irade sistemini ve disiplin yöntemlerini keşfetmesi gerektiğini düşünüyorum.
Disiplin, bizleri zincire vuran bir zorunluluk değil; tam tersine bizleri yükselten bir ritim olmalı.
Hayatın içerisinde bu ritmi bazen sabah koşularında, bazen gece üçte bulabilirsiniz.
Özellikle bazı insanların en verimli saatlerine gece vakti ulaşmasıyla ilgili durumun Instagram’da ve Tiktok'ta mizah  konusu yapıldığına pek çok defa şahit oldum.
Aslında tüm mesele burada.
Fakat mizah konusu olacak kadar dikkat çeken bu durum bir türlü farkındalığa doğru evrilemiyor.
Belki de bunun sürü psikolojisiyle bir alakası olabilir, bilemiyorum.
Ancak anlamamız gereken şey şu ki: İnsanların bazıları en verimli ve motive oldukları ana her zaman sabahın ilk ışıklarında ulaşamayabiliyor.
Bu durum karşısında yapmamız gereken şey ise; biyolojik, ruhsal ve zihinsel farklılıklar gözetilerek kişiye en uygun olan zaman diliminin belirlenmesidir.

O yüzden disiplin ve irade söz konusu olduğunda klişelerle döşeli yollar yerine, kendinize ait bir yol çizmeniz gerçekten ciddi ve önemli bir durumdur.
Belki yolunuz diğerlerine göre daha uzun ve daha karanlık olacak ama tamamen size ait olacaktır.
İradenizi ve disiplininizi, kendi içinizdeki biyolojik mimariyle bağdaştırdığınızda pek çok şey kolaylaşacaktır.
Unutmayın, her insan özel ve biriciktir.
Bu yüzden standart disiplin ve irade kuralları yerine, kendi kurallarınızı oluşturmanız gerekiyor.
Gökyüzünüze kendi yıldızlarınızı çizmek istiyorsanız, kendi kaleminizi tutmak zorundasınız.
Ve bu kalem, başkalarının size verdiği sabah 5 alarmı ile değil; kendi içten çağrınızla uyanmalı.

Elbette ki pek çoğumuzun standart olarak uyması gereken çalışma saatleri ve kuralları var.
Fakat bunun dışında her ne yapıyorsak söylediğim yöntem ve metotlara uygun olarak yaptığımızda; gerçek kimliğimizi bulmuş ve potansiyelimizi ortaya çıkarmış olacağız.

Öyle anlar oluyor ki, herkese standart olarak verilen disiplin ve irade nutukları yüzünden insanlar çoğu zaman bir değişiklik yaratmak için harekete geçemiyor ve adeta felç oluyor.
Bunun en büyük sebebi, her insanın kaldırabileceği ve dayanabileceği şeylerin birbirinden farklı olmasıdır.
Bu durumu göz ardı edenler ise insanlara yardımdan çok zarar verir hâle geliyorlar.
Başlamak ve harekete geçmek için, önce kendi içsel dinamiklerinizi tam olarak kavramanız ve buna en uygun şekilde harekete geçmeniz gerekiyor.


Araştırmacı-Yazar

Mehmet Hüseyin Arslan




Yorum Gönder

0 Yorumlar

Yorum Gönder (0)
3/related/default