Neden araştırmacı-yazar unvanını kullandığımla ilgili olarak bu konuya bir açıklık getirmek istiyorum. Öncelikle çok farklı disiplinlerde eğitimleri olan ve hala eğitimlerine devam eden bir araştırmacıyım. Bu disiplinler genel anlamıyla sosyal ve beşeri bilimlerden oluşuyor ve kendimi tek bir alanla yahut mesleki unvanla sınırlandırmak istemiyorum. Çünkü çok farklı ve geniş bir yelpazede araştırma, yazı ve kitap projeleri hedefim var. Biyografimde de belirttiğim üzere, farklı disiplinlerde eğitimler almaya devam ediyorum ve ileride de bunu sürdürmek istiyorum. Benim için önemli olan şey ilgilendiğim bir alana katkı sunabilmek. Bu yüzden sistematik olarak farklı alanlarda belirli hedefler doğrultusunda araştırmalarıma ve eğitimlerime devam ediyorum.
Mesleki unvan olarak kullanabileceğim; tarihçi, eğitimci ya da kültürel miras ve turizm meslek elemanları gibi unvanlarım var. Ancak bunları tamamen kullanmayı düşünmüyorum. Çünkü bir tarihçi olarak unvanımı kullandığım andan itibaren, diğer konularda yazmış olduğum yazılar salt olarak bir tarihçinin bakış açısından geliyormuş izlenimi yaratabileceği için kafa karıştırıcı olabilir diye düşünüyorum.
Ayrıca son zamanlarda, sosyal medyada türeyen birtakım insanların da araştırmacı ve yazar unvanını kullandığını gayet iyi biliyorum. Fakat ben, alanı araştırma olan ve araştırma bölümlerinden biri olan tarih bölümünden mezun birisiyim. Tarih bölümü başlı başına araştırmaya dayanan bir bölümdür. Fakat aynı zamanda sosyoloji, arkeoloji, coğrafya ve ilahiyat eğitimleri devam eden ve gelecekte de sosyal ve beşeri bilimlerin diğer alanlarından da eğitim almaya devam etme hedefleri olan bir öğrenciyim.
Elbette ki bazı insanlar, bu kadar geniş bir yelpazede eğitimi ve araştırmaları olan bir kişinin herhangi bir alanda nitelikli olarak derinleşemeyeceğini düşünebilir. Bunu aşmak için izlediğim bazı yöntemler ve metotlar olmakla beraber, büyük konuşmamak adına bunlardan bahsetmemeyi uygun görmüyorum. Zira mütevazı olmak ve öyle kalabilmek her zaman iyidir. Doktoramı tamamladığımda, ileride yine akademik unvanıma ek olarak araştırmacı ve yazar betimlemesini kullanmayı düşünüyorum.
Bunun haricinde kendimi tek bir şekilde betimlemek isteseydim, bir toplum bilimci veya sosyal ve beşeri bilimci olarak nitelendirirdim. Bu daha doğru olurdu. Zira sosyal ve beşeri bilimlerin önemli bir bölümünde eğitimleri olan ve hâlâ eğitimleri devam eden bir araştırmacı ve öğrenciyim.
Dolayısıyla sadece araştırmacı ve yazar betimlemesini kullanmamın daha doğru olduğunu düşünüyorum. Çünkü sosyoloji, arkeoloji, ilahiyat, coğrafya ve felsefe yahut bilim hakkında herhangi bir yazı yazdığım zaman bir tarihçi olarak ya da sadece salt bir arkeolog veya sosyolog olarak bunları yazmıyorum ve bu durumun kafa karıştırıcı olmasını istemiyorum.
Zaten çoğu zaman eğitim durumumdan bahsettiğimde ve herhangi bir belge gerektiğinde karışıklıklarla boğuşmak zorunda kalıyorum. Çünkü şu an ön lisans, lisans, yüksek lisans mezunuyum ve hâlâ ön lisans, lisans, yüksek lisans öğrenciliklerim mevcut. Dolayısıyla bu durumlardan ötürü kafa karışıklığı yaratmamak adına, kullanabileceğim mesleki unvanlarımı kullanmamayı tercih ediyor ve kendimi sadece araştırmacı ve yazar olarak betimliyorum. Yüksek ihtimalle akademik unvanlarımı aldığım zaman da hâlâ kendimi bu şekilde betimleyeceğimi düşünüyorum.
Araştırmacı-Yazar
Mehmet Hüseyin Arslan


