Yapay Zekanın Eğitimdeki Potansiyel Faydaları ve Zorlukları

Mehmet Hüseyin Arslan
0




 Gelecekte eğitim alanında çok büyük bir dönüşüm potansiyeline sahip olması beklenen yapay zekanın birtakım faydaları ve zararları da muhakkak ki olacaktır. Eğer bunları önceden sistemli bir şekilde tespit edebilirsek gereken önlemleri alarak potansiyel riskleri en düşük seviyede tutabiliriz.

Zaman yönetimini verimli hâle getirmesi beklenen yapay zeka sayesinde, otomatikleştirilmiş görevlerle birlikte öğretmenlerin zamanı daha verimli bir şekilde kullanabilmesinin önü açılacaktır. Örneğin, öğrencilerin ödevlerinin değerlendirilmesi, sınav sonuçlarının açıklanması gibi birtakım görevler otomatik olarak yapılacaktır. Ders materyallerinin hazırlanması yapay zeka tarafından çok hızlı bir şekilde halledilebilecektir. Bunun bir getirisi olarak da öğretmenler, ders planlamaları ve öğrencilere rehberlik etmeleri konusunda daha stratejik ve yaratıcı olma imkânına sahip olacaktır.

Görme engelli ve işitme engelli öğrencilerin öğrenme güçlükleri, yapay zeka destekli sistemler sayesinde minimum düzeye indirilebilecektir. Sesli yanıt sistemleri gibi birtakım özel yazılımlar sayesinde engelli öğrenciler, akranlarıyla fırsat eşitliğini yakalayabileceklerdir. Yabancı dilli öğrenciler için ise çeviri ve dil destek araçları, öğrencilerin derse katılımını artıracak ve öğrenme hızlarını iyileştirecektir.

Eğitimle ilgili büyük bir kümeyi analiz edecek olan yapay zeka; öğretim stratejilerinin iyileştirilmesine önemli katkılar sağlayacak olup eğitimde yaşanacak olan zorluklarla, öğrencilerin başarısızlık sebepleri ve öğretim yöntemlerinin etkinliği hakkında detaylı analizler yapabilir duruma gelecektir. Bu sayede eğitim politikalarının daha bilinçli ve etkili bir şekilde gelişmesine imkân sağlayacaktır.

Potansiyel faydalarının yanı sıra yapay zekanın eğitimde birtakım zorluklara yol açabileceğine dair endişeler de bulunmaktadır. Bu endişelerin başında, yapay zeka tarafından toplanan verilerin gizliliği ve güvenliği gelmektedir. Öğrencilerin verilerini toplayan ve analiz eden yapay zeka sistemlerinin gizliliği ve veri güvenliğini sağlaması için çok güçlü güvenlik önlemlerine sahip olması gerekmektedir. Ayrıca bu verilerin izinsiz kullanımını engellemek için güçlü yasalara da ihtiyaç olacaktır. Eğitim kurumları ve eğitimciler tarafından da istismar edilmeye açık olan bu verilerin gizliliği büyük bir problemdir.

Eğitimin tamamen makine tabanlı bir sürece dönüşmesi sonucunda; öğrencilerin sosyal becerilerine, duygusal zekâlarına ve öğretmen-öğrenci ilişkilerine olumsuz yönde etki edebileceğine dair birtakım endişeler de bulunmaktadır. Yapay zeka sistemlerinin öğretmenlerin yerini alabileceği de bugün tartışılmaktadır. Eğitimin tamamen makineleşmesini önlemek için yapay zekanın, öğretmenlerin rehberliğinde insan dokunuşunu tamamlayan bir araç olarak kullanılması gerekmektedir.

Yapay zekanın, her ne kadar büyük fırsat eşitliklerine yol açacağı benim ve diğer araştırmacılar tarafından iddia ediliyor olsa da, gereken teknolojik yatırımın yapılmadığı ve altyapının kurulmadığı bir durumda bu imkânlardan yoksun olan öğrencilerin ya da okulların, bu teknolojiden yeterince faydalanamayacağı için dünyanın geri kalanıyla aralarındaki dijital uçurum çok hızlı bir şekilde açılacaktır. Ayrıca kırsal ve gelişmemiş bölgelerdeki okullar için bu durum büyük bir problem haline gelebilir ve ülke içerisinde dahi dijital uçurumların oluşmasına yol açabilir. Bu durum karşısında, eğitimde fırsat eşitliğini sağlaması gereken yapay zeka büyük eşitsizlikler yaratabilir ve daha zengin bölgelerdeki öğrenciler ile düşük gelirli bölgelerdeki öğrenciler arasında bir uçurumun oluşmasına direkt olarak katkı sağlayabilir.

Yapay zeka destekli sistemlerin eğitime başarılı bir şekilde entegre edilebilmesi için öğretmenlerin ve öğrencilerin bu sistemlere yönelik yeterli bilgi ve beceriye sahip olması gerekecektir. Bu bağlamda eğitimcilerin, bu yeni teknolojiyi nasıl kullanacaklarına dair yeterli bir eğitim almış olması büyük bir önem taşımaktadır. Öğrencilerin ise bu yeni sistemleri verimli bir şekilde kullanabilmesi için bir rehberlik sürecine ihtiyaçları olduğu göz önünde bulundurulmalıdır.

Teknolojik yetersizlikler ve aksaklıklar karşısında yapay zeka sistemleri her zaman doğru sonuçları üretmeyebilir. Yaşanacak olan bu aksaklıklar, yapay zeka sistemlerinin hatalı kararlar almasına yol açabilir. Dolayısıyla eğitimde kullanılacak yapay zeka uygulamalarının sürekli olarak güncellenmesi ve iyileştirilmesi gerekecektir. Bu bağlamda eğitimin tamamen makineleştirilmesi ve insan denetiminden uzaklaştırılması düşünülemez. Bu şartlar altında, yapay zekanın eğitimde devrim niteliğinde sunacağı faydaların tam olarak gerçekleşebilmesi için bu tür zorlukların aşılması gerektiği aşikârdır. Veri güvenliği, eşit erişim gibi problemlerin yanı sıra öğretmenlerin yeni teknolojiye adapte olabilmesi ve sistem hatalarının en aza indirilmesi gibi zorluklar, yapay zekanın eğitimde sağlayacağı başarı için kritik bir dönemeçtir. Bu zorlukların üstesinden gelinmesi halinde yapay zekanın eğitimin geleceğini şekillendiren önemli bir araç haline dönüşeceği beklenebilir.

 

Araştırmacı-Yazar

Mehmet Hüseyin Arslan

 


Yorum Gönder

0 Yorumlar

Yorum Gönder (0)
3/related/default