Henüz yeni bir teknoloji olan yapay zekanın sosyal beceriler üzerindeki etkisi, göz ardı edilen bir alandır. Ancak, diğer teknoloji türlerinin sosyal beceriler üzerindeki etkisi ile bir kıyaslama yapılarak yapay zekanın sosyal beceriler üzerindeki olası etkileri tahmin edilebilir. Sosyal beceriler; bireylerin iletişim kurma, empati geliştirme ve grup içinde etkin bir şekilde yer alarak etkileşimde bulunma yeteneklerini kapsamaktadır. Yapay zeka ile birlikte bireysel öğrenme deneyimleri zenginleşirken, aynı zamanda sosyal becerilerin gelişimi de etkilenebilir. Bu etki, hem olumlu hem de olumsuz manada ortaya çıkabilir.
Olumlu manada ortaya çıkacak etkilere baktığımızda, yapay
zeka tabanlı sistemlerle birlikte öğrenciler bireyselleştirilmiş öğrenme
deneyimleri göze çarpmaktadır. Bunun yanı sıra, kendi öğrenme hızlarında
ilerlerken aynı zamanda yapay zeka destekli araçlar öğrencilerin belirli sosyal
becerilerini geliştirebilmeleri için birtakım fırsatlar sunabilir. Örneğin;
simülasyonlar, grup çalışmaları ve oyunlar ile ortaya çıkan sanal etkileşimler,
sosyal becerilerin geliştirilmesine yardımcı olabilir. Yine burada sanal
asistanlar veya interaktif simülasyonlar aracılığıyla pratik yapma imkânına
sahip olacak öğrencilerin, bu araçlar ile doğru iletişim kurma, duygusal
ifadeleri anlama ve uygun yanıt verme gibi becerileri geliştirilebilir.
Öğrencilerin burada etkileşime girdiği sanal karakterlerle yapacağı pratikler,
insan ilişkileri içerisinde yüz yüze iletişimi daha etkili hale getirebilir.
Sanal ortamlarda oluşturulacak olan grup çalışmaları ve
online platformlarda yapılacak olan iş birlikleri sayesinde; öğrenciler farklı
bakış açılarını benimseyerek ekip çalışması içerisinde yer alabilirler ve
burada grup içinde etkin bir şekilde sosyal becerilerini geliştirebilirler.
Ortaya çıkması muhtemel olumsuz etkilere baktığımızda ise,
yapay zeka destekli öğretim yöntemlerinin aşırı kullanımı öğrencilerin birebir
insan etkileşimlerinden mahrum kalmasına neden olabilir. Dolayısıyla eğitimde
teknolojiye aşırı bağımlılık, öğrencilerin sosyal becerilerini geliştirmeleri
için gerekli olan yüz yüze iletişim fırsatlarını kısıtlayabilir. Yüz yüze
etkileşimle insanlar; sosyal becerilerini, empati yeteneklerini, çatışma çözme
ve duygusal zeka gibi becerilerini geliştirirler. Özellikle erken yaşlardan
itibaren teknolojiye aşırı bağımlı hale gelen öğrencilerin yapay zeka destekli
araçlarla birlikte sosyal gelişimleri olumsuz manada etkilenebilir. Yapay zeka
öğrencilerin yalnızca bilgiye erişim sağlama şekillerini değiştirmekle kalmayacak,
aynı zamanda onların sosyal etkileşim tarzlarını da değiştirecektir. Bu
değişimin tamamen olumlu mu ya da olumsuz mu olacağı henüz net değildir.
Sürekli olarak dijital platformlarla etkileşim içerisinde olan öğrencilerin,
gerçek dünyadaki sosyal etkileşim becerileri zayıflayabilir ve teknolojiye olan
bağımlılık düzeyleri yükselebilir. Ayrıca öğrencilerin mantıklı ve analitik
çözümler yapabilmesinde yardımcı olan yapay zeka, duygusal zeka ve empati gibi
insana özgü becerilerin gelişimini desteklemede oldukça sınırlıdır. Burada
yapay zeka ile etkileşimde bulunan öğrencilerin duygusal tepkileri tanıma ve
başkalarının hislerini anlamada gerçek deneyimler edinmekte zorlanacakları
aşikârdır. Bu durum karşısında, öğrencilerin duygusal zekalarını geliştirmeleri
için önemli fırsatların kaçırılacağı şüphesizdir.
Yapay zeka sistemlerinin eğitime entegre edilmesi ile
birlikte sosyal becerilerin gelişimi hem olumlu hem de olumsuz manada sonuçlara
yol açacaktır. Bireyselleştirilmiş öğrenme deneyimleri ile birlikte iletişim
becerilerinin geliştirilmesi ve ekip çalışması gibi olumlu etkiler ortaya
çıkabileceği gibi, insan etkileşimlerinin azalması dolayısıyla teknolojiye
bağımlılığın artması ve empati gibi insana özgü becerilerin gelişimi olumsuz
manada etkilenebilir. Burada eğitim süreçleri içerisinde yapay zeka araçlarının
dengeli bir şekilde kullanılması ve öğrencilerin sosyal becerilerinin sağlıklı
bir şekilde gelişmesini desteklemek büyük bir önem taşımaktadır. Tüm bu
nedenler göz önünde bulundurulduğunda, yapay zeka destekli eğitimin geleneksel
eğitim yöntemleri ile birlikte sürece entegre edilerek; sosyal becerilerin
gelişimine yönelik, hem bireysel hem de grup bazında teşvik edici bir şekilde
kullanılması gerekmektedir.
Araştırmacı-Yazar
Mehmet Hüseyin Arslan