Disiplinin Sessiz Zaferi

Toplumumuzdaki çoğu kimse iddia ettiği kadar çok çalışmıyor, hiç kimse iddia ettiği kadar büyük bir emeğe sahip değil. Etrafımıza baktığımızda buna çoğu zaman şahit oluyoruz. Yüksek makamlarda ve mevkilerde oturanlar, ekranlarda ve kürsülerde insanlara nasihatler verenler gerçekten çok çalışarak mı geldiler oraya? Hayır. Pek çoğu bir yerlerde bağlantıları olduğu için, bir yerlerde sistemi iyi tanıdığı ve kestirme yolları bildiği için oralarda bulunuyorlar. Çoğunlukla adaletsiz bir düzenin dümenine geçmiş kaptanlar gibiler. Fakat bu durum bizi asla yıldırmamalı. Disiplin her zaman için saf yeteneği yenecektir. Buna kesin olarak inanmalısınız. Yetenek sizi belli bir yere kadar götürebilir. Fakat her gün azar azar yapılan o küçük çabalar, günün sonunda devleri yıkan bir güce dönüşecektir. Bugün çok çalışarak ve ''her şeyi kendi emeğimle kazandım'' diyerek övünen insanların çoğu aslında söylediği kadar çalışmıyor. Çünkü gerçekten disiplinli olan ve gerçekten kendi emeğiyle bir yerlere kadar gelebilen insanlar emin olun toplumun çok küçük bir azınlığını oluşturuyor. Sadece bunu dürüstçe söyleyebilenler her şeyin farkında ve gerçeği tam manasıyla idrak edebiliyor. Geriye kalan insanlar ise süslü bir hikâye içerisinde kendi kariyerlerinin ve geçmişlerinin reklamını yaparak insanlara satıyorlar. Ben şuna inanmanızı istiyorum: Disiplin, gerçekten inandığı şey için sürekli çabalayan, küçük ama etkili hamleler yapan insanların en büyük silahıdır. Biraz dinler tarihine bir yolculuk yapalım ve Davut ile Calut’u hatırlayalım. Devasa bir güce karşı Davut’un elinde sadece bir sapan vardı. Fakat o inandı ve devam ederek dev Calut’a karşı yöneldi ve sonuçta o dev Calut’u yere serebilmeyi başarabildi. Bugün de durum alt katmanlarda doğmuş insanlar için böyledir. Elinde sihirli bir kartı olmayanlar, sistem içerisinde bağlantıları olmayanlar için tek çıkış yolu bitmek ve tükenmek bilmeyen bir azimle desteklenen disiplindir.

Büyük işler başarmak küçük adımlarla mümkündür. Her gün bir karış daha ilerleyebilmek, her gün bir tuğla daha koyabilmek, geriye dönüp baktığımızda bu küçük hamlelerden bir dağ inşa etmiş olduğumuzu görmemize sebep olacaktır. Asla unutmamanız gerekiyor ki disiplin gürültü yapmaz, disiplinin PR’ye ve sofistike söylemlere ihtiyacı yoktur. Yine de tüm bunlara rağmen zamanı geldiğinde disiplin sessizce kazanmayı ve öne çıkmayı bilir. İşte o zaman insanların çoğunun “şans” dediği şeyin aslında istikrar olduğunu çok rahat bir şekilde anlayacağız. Gerçekten disiplinli olmak istiyorsak kendimizi özgür kılacak ve ruhumuzu serbest kılacak bir uğraşı bulmak zorundayız. Ve emin olun, özgürce ve disiplinle herhangi bir işi yaptığınızda gerçekten devasa sonuçlar elde edeceğinizden asla şüpheniz olmasın. Bu edebiyatta, felsefede ve bilim dünyasında da böyle olabilir.

Ben kendim bu özgürlüğü ve disiplini ideal olarak yazı yoluyla buluyorum. Varoluşumu yazıyla ve fikirle anlamlı kılarak kendimi gerçekleştiriyorum. Bu, beni özgür kılan ve potansiyelimi çabam sonucunda ortaya koyabileceğim bir alan olarak özgürce ortaya çıkıyor. Sizler de bunu özgürce yapabileceğiniz bir uğraşı keşfetmelisiniz. Ve o uğraşın peşinden yılmadan, şevkle ve azimle gitmelisiniz. Hayatın içerisinde pek çok sorun yaşarken kendinizi özgür kılacak uğraşılarla yapmak istedikleriniz günün sonunda devasa işlere dönüşebilir. Özgürlüğümüzün kısıtlandığı ve sadece bir görev olarak yaptığımız işlerden ne kadar sonuç alabiliriz, bilmiyorum. Bu durum benim ruhuma ters bir şeymiş gibi geliyor.

O yüzden kendimizi özgürleştireceğimiz bir uğraşı bulmak zorundayız. Bu herhangi bir şey olabilir. Emin olun, özgürce ve disiplinle yapmış olduğunuz bu işlerin günün sonunda muhteşem eserlere dönüşebilmesi için tek engel, şu an harekete geçmiyor oluşunuzdur. Bugün bulunmuş oldukları konumlarda sadece bir görev bilinciyle bulunan ve sadece ''yapmak için işlerini yapanların'' karşısında en büyük silahınız, özgürce, şevkle ve arzuyla yaptığınız işe sımsıkı sarılmak olacaktır.

Kendinizi özgür kılabilmeyi başardığınız zaman, yapmış olacağınız işe tüm potansiyelinizle ve gücünüzle de vakit ayırabilme imkânına sahip olacaksınız. Bundan dolayı uğraştığınız alanda sadece bir görev bilinciyle ''işi yapmak için yapan'' insanların önüne geçmek için çok büyük bir avantaja sahip olacağınızı iyice özümsemek gerekiyor.

İster bilim dünyasında olsun — ki günümüzün dünyasında açık erişim ve açık bilim yoluyla bunu yapabilmek için pek çok imkâna sahibiz, hatta bu imkânları kullanabilmek için CERN altyapısını kullanarak Zenodo.org üzerinden bağımsız bilim ve felsefe araştırmaları topluluğu gibi bir topluluk kurdum — ister edebiyat dünyasında olsun, şu an yapmış olduğum gibi dijital kitaplarımı özgürce yazarak ve yayımlayarak ya da blog sayfası açarak olsun; ister felsefe dünyasında olsun, istediğiniz filozofun, düşünürün ve öğreticinin düşüncelerine, derslerine ve eserlerine anında ulaşabileceğiniz bir dijital çağda yaşıyorsunuz. Bunu özgürce yapabilmeniz için gereken tek şey disiplindir.

Sosyoekonomik olarak zor durumda olan insanların disiplinli olmasının zor olduğunu farkındayım, fakat kendilerini gösterebilmeleri için gereken şey de ironik olarak disiplinden başka bir şey değildir. Bugün liyakatsiz bir şekilde bulundukları konumlarda oturan insanlar, gelecekte bilgi çağını tam manasıyla yaşadığımızda mevcut konumlarında bulunmayacaklar. Şu an yapay zekâdaki gelişmelerden dijital çağda yaşanan pek çok teknolojik gelişmeye kadar birçok yenilik, bu insanların statülerini ve konumlarını tehdit etmektedir. Geleceğin dünyasında öne çıkacak olan şey sadece bilgelik sevgisi, azim ve şevkle yapılan işler olacaktır. Belki bu gelecek çok uzak bir zamanda yer alıyor olabilir. Hâlâ pek çok şeyin ve bilginin ticari, ekonomik ve iktidar kaynaklı engellere takılarak bir illüzyona dönüştüğü çağda yaşıyoruz. Ancak bu durumu değiştirebilmek ve kendi dünyalarımızı oluşturabilmek şu an bizim elimizde bulunmaktadır. Bu geleceği beraber şekillendirebiliriz. Elimizdeki en büyük silah yılmadan ve durmaksızın çabalamak olacaktır.

 Araştırmacı-Yazar

Mehmet Hüseyin Arslan